Mobile App Tasarımına Başlamadan Önce

Cep telefonlarımız artık hayatımızın en önemli parçalarından birisi. Bilim-kurgu filmlerinde gördüğümüz cyborglara henüz dönüşmemiş olsak da Türk gençleri günde 70 kez cep telefonuna bakıyor.

Mobil uygulamalar ise bu yaşam döngüsünün kimi zaman önemli kimi zaman ise çok hızlı vazgeçilebilen yapıları. Burada devreye işin tipi, görünüşü ve katma değeri girse de aidiyet duygusunu çoğu zaman kullanıcı arayüzü yaratıyor.

Peki tasarıma nasıl başlanmalı? Ne aşamada çizmeye başlamalıyız?Ali Erhat Nalbant’ın Kadir Has Üniversitesi’ndeki bir görüşmemizde söylediği alttaki sözler makalemin devamını özetler yönde.

İnsanlar en iyi yaptıkları şeyleri yapmaya yönelirler. Tasarımcı projenin akışını öğrendikten sonra hızlıca tasarım programlarının başına oturup çizmek ister.

Cihaz, uygulama ve kullanıcı arasındaki ilişkiyi kuracak, bu etkileşim sonucunda mutlu kullanıcılar yaratacak kişiler arayüz tasarımcılarıdır. Renk paletleri ve olanakları sonsuz ama bir o kadar da sınırlıdır. Düşük potansiyeli olan işlerde dahi atılabilecek birkaç başarılı adım ile çıtayı çok yükseklere taşıyabilir. Aslında her şey sizin elinizde.

Bu yüzden başarıda kazanımınız, başarısızlıklarda da sorumluluğunuz sandığınızdan da fazladır. Riskli ancak spektaküler.

Mobil Uygulama Tasarımı

Biraz da doğru iş modeli üzerine konuşalım.

Araştırma

Yeni bir serüvene çıkıyoruz. Enerjimizi iyi kullanmalıyız. Yanlış bir senaryo üzerine bir oyun kurmamalıyız. O yüzden arkamıza yaslanıyoruz ve araştırmaya koyuluyoruz.

İlk sorumuz : “Bu uygulamanın amacı ne?”

Çözülmeyi bekleyen bir problem mi var yoksa yaptığınız şey tamamen lüks mü? Her ikisinde de birinci amacınız uygulamanın merkezinde, en kolay erişilebilir yerinde olmalı.

Kullanıcılara kaliteli fotoğraflar çekmesini sağlayan bir uygulama tasarlıyorsak akışımızın orta yerine kocaman bir fotoğraf makinesi ikonu koyarak başlıyoruz.

Bütün kartlarımızı oynuyoruz. Tüm bildiklerimiz, ‘Acaba?’ dediklerimizi çalışmanıza ya da notlarınıza ekleyin. Çünkü araştırmaya devam ettikçe bazılarını elemeniz kaçınılmaz olacak.

Eski tecrübelerimiz bu aşamada bize hız katıyor. Daha önce başarı edindiğiniz veya güvendiğiniz görseller, renkler, ikonlar veya yazı tipleri elinizin altında.

Uygulamanın akışı yavaş yavaş şekillenirken ufak aralar vermeyi unutmayın. Çünkü her dönüp baktığınızda farklı detaylar gözünüze takılacaktır. Günün sonunda ilk düşüncelerinizin çoğunun değiştiğini fark edeceksiniz.

Kullanıcılar için en önemli noktalardan birisi tabii ki de akışın kendisi. Doğru bir akış oluştururken kişisel telefonunuzda kurulu uygulamaların sizde bıraktığı deneyimler çok büyük öneme sahiptir. Bu da bizi ‘akıllı cep telefonuna sahip herkes akış konusunda az da olsa bilgilidir’ tezine götürüyor.

Rakip Analizi

Milyonlarca uygulama var. Yaptığınız işi daha önce birilerinin denemiş olası pek muhtemel. Ancak bunu avantaja çevirmeniz sandığınız kadar zor değil.

Sizin yaşadığınız zorlukları daha önce tecrübe eden, kimi zaman da çözen rakipleriniz size çok iyi rehber olacaktır. Hazırladıkları uygulamada bol bol vakit geçirip, yaptıkları yanlışları tespit edip, kendi uygulamanızda çözüme kavuşturmanız önemli bir adım.

Bu da ilginizi çekebilir  Web Sitelerinin Son Demleri

İlham Perileri

Hatlar ve hedefler netleştikçe soru işaretleri yavaş yavaş yok olacaktır. Artık daha özgür ve yaratıcı olma vakti.

Bu aşamada ilham almak için beğenilen işlere göz atabilir, beğeni toplamış ürünleri inceleyebilir, tasarım bloglarını okuyabilirsiniz. Kullanıcı yorumları, önerileri, başarısız tecrübeler size hız katacaktır. Bu platformlardan edindiğiniz bilgileri kendi bilgilerinizin üstüne koyarak tasarıma başlayabilirsiniz.

Dünyada neler olduğunu görmek yaratıcılık yelpazenizi genişletecektir. Ama bir başka işi kopyalamak sizi belirli sınırların içerisine hapsedecektir. Kendi fikirlerinize olabildiğince sadık kalmalı, metodlarınızı esinlenmek ile sınırlandırmanız gerekmektedir. Özgün bir başarının orta yollarından birisi de bu.

Tasarıma başladığınızda elinizin altında bulunan kullanıma hazır tüm bilgiler, hata yapma şansınızı, beraberinde vakit kaybetmenizi büyük oranla önleyecektir.

Login ekranı ya da dashboard, ürünün iskelet yapısını barındıran, temelini oluşturan bir ekran her zaman vardır. Burası sizin sınırlarınızı belirlediğiniz, renk paletinizi kullanıcı ile paylaştığınız, neler yapabileceğinizi gösterdiğiniz ekrandır. İşin yükünün büyük kısmını da burası oluşturur. İyi bir temel ile başladıktan sonra detaylar daha akıcı ve kolay ilerleyecektir.

Akışınızın detayını oluşturan ekranlarda da radikal kullanıcı deneyimleri oluşturmak ve kullanıcıyı şaşırtmak mümkündür. Ana hatlardaki özeni detaylarda da görmek uygulamanızın daha fazla sahiplenilmesini sağlayacaktır.

Dikkat etmeniz gereken hususların başında güven ve ferahlık geliyor. Yazılarınızın ve resimlerinizin iç içe geçmemesine dikkat edin. Ekranda güvenli alanlar -boşluklar- bırakmayı unutmayın.

Renk tercihlerinizin uygulamanın merkezini ve temel unsurlarını işaret etmesi öğrenilebilirliği arttıracaktır. Göz yoran, dikkati yanlış yerlere taşıyan renklerden uzak durmanız gerektiğini söylememe gerek yok sanırım?

Deneyimleme

İşin son demlerinde yaptığınız çalışmayı insanlarla paylaşmaktan çekinmeyin. Bol bol fikir toplayın. Mantıklı bulduğunuz revizyonları gerçekleştirin. Her eleştiriye kulak verin.

Bu süreç fikrin ve tasarımın testini hızlandıracaktır.

Eğer tasarım için ‘müşteri onayı’ gibi süreçlere dahilseniz elinizi güçlendirin. Ekranları JPG ya da PNG olarak değil, gerçek telefon modelleri içerisinde, kendi renkleri, kendi yazı tipleriyle, sunum halinde onlara paylaşın. Animasyonlar ve gerçekçi deneyimler de onları etkilemenizi kolaylaştıracaktır.

Tasarım savunulabilir bir öğedir. Bu yüzden eleştirilerden korkmayın. En başta da dediğim gibi herkes bir mobil kullanıcı. Bu yüzden arayüz üzerine herkesin yorum yapması muhtemeldir. ‘Neden’ ile başlayan tüm soruların cevabı yaptığınız araştırmaların içerisinde. Kimse tasarımınızı sizden daha doğru savunamaz.

Bitirmeden Önce

‘İnsanların kendi doğrularını yaratması’ bu yolda karşılaşacağınız en zor dönemeçtir. Genel kanı dışındaki her şey birer yorumdur. Bu yüzden her başarılı işiniz sizi daha başarılıya götürmeli.

Öğrenmekten ve ‘bilmiyorum’ demekten korkmayın.

Başarılar.

Kaynaklar